Aksaray’da yollar kime çıkıyor dendiğinde önde gelen isimlerden biri, Aksaray Borsa Başkanı Hamit Özkök’müş. Sadece, Borsaya varana değil Aksaray Konya yolundan geçene de ikram ve izzette bulunacakmış. Demek ki boşuna Hamit Ağa olunmuyor.
Yine, Aksaray’da yollar kime çıkıyor diye sorulduğunda Aksaray Ziraat Odası Başkanı Emin Koçak’a çıkıyormuş, Emin Koçak ildeki tüm çiftçilerin ağabeyliğini ve babalığını yüklenmiş, her gelene ve de Aksaray- Hasandağı yolundan geçene ikramda bulunuyormuş. Emin Ağa lığı hak etmiş gözüküyor.
Aksaraylının gözleri Ahmet Koçaş’ı arıyor. Organize Sanayide fabrikasının başında misafir kabul etmekte pek mahir ancak, E-90’na uzak olduğu için yoldan geçenler pek uğrayamıyorlarmış. Çare olarak Ahmet Koçaş’ ın E-90 üzerinde yer açmasıymış. Bizce de münasip. Bu yol, Türkiye Ağalığına da gidebilir.
Orhan Ağaçlı ağabeyimizi, örnek alacak iş adamlarımızın sayısı zaman içinde artmaktadır. Ağırlama ve uğurlama hususunda bir-iki fakülte bitirme yetmiyor. Çünkü fakültelerimiz insana değer vermeyi, ağırlamayı ve uğurlamayı maalesef öğretmiyor.
Tanıtım ve ağırlama konusunda, şehrimizin Ulusal ve Uluslararası büyükelçiliğini yıllardır yapan Orhan Ağaçlı Ağabeyimizden, Hamit Özkök, Emin Koçak ve Ahmet Koçaş başkanlarımızdan dinlemek, dinleyene çok şeyler kazandırır. Bizden söylemesi.
Ağalarımızın izniyle bir teklifte bulunmak istiyorum. (Korona günleri hariç) Aksaraylı iş adamlarının, samimi HASBİHAL ettiği bir yer var mı? Biz yok biliyoruz. Nedenini çok düşündük ve bulduk. DAĞINIKLIK, AZ SAYGI.
Dahası biraz benlik, biraz korku, siyasetçiye ve bürokrata sığınma. Ağalar, beyler siz asıl, siyasetçi vekil, bürokrat görevini yapmakla mükelleftir. Vekil ve bürokrat elbette konuşur lakin sizler ne zaman konuşacaksınız?
Aksaray’da iş adamlarımızın neden bir yeri yok? Bu yer, ilimizi temsil edenlerin birbirinden yol-yordam, iş tecrübesi öğrenmek isteyenlerin yeri olamaz mı?
Birbiriyle görüşmek isteyip te görüşemeyenlerin, birbirine küs olupta barışmak istemelerine rağmen mekân ve aracı olmadığı için barışamayanları barıştıran bir yer, ilimize yatırım yapan iş adamlarımızı ve yeni gelen bürokratlarımızı kaynaştıran bir yer olamaz mi?
Bir gün böyle bir mekân olursa üç gün oruç tutacağım, olana kadar bekleyeceğim olmazsa gözüm arkada kalacak. Adama sormuşlar, samimi üç kişi mi güçlü, dağınık üç yüz kişi mi? Cevap üç kişi. Üç yüz yerine üç bin de olsa yine üç kişi güçlüdür.
Hayrola, Muvaffak Ola, Muzaffer Ola.