Tuz Gölü’nün bitki zenginliği Bilim Kafe’de ele alındı

Tuz Gölü’nün bitki zenginliği

Bilim Kafe’de ele alındı

YÖK Bilim İletişimi Ofisi tarafından koordine edilen “Dünyanın En Büyük Bilim-Toplum Buluşması” etkinlikleri çerçevesinde, ASÜ Bilim İletişimi Ofisi tarafından “Beyazın Ardındaki Yeşil Tuz Gölü’nün Gizli Bahçesi” konulu söyleşi düzenlendi.

Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) bilimi toplumla buluşturmayı amaçlayan projesi kapsamında Türkiye genelinde 150’den fazla üniversitede kurulan bilim iletişimi ofisleri, bilimsel bilginin halka ulaşmasını sağlayacak etkinlikler düzenlemeye devam ediyor. Bu kapsamda, eş zamanlı olarak gerçekleştirilen “Bilim Kafe” etkinlikleriyle akademi, kampüs sınırlarının ötesine taşındı. Aksaray Üniversitesi (ASÜ) Bilim İletişimi Ofisi de bu çerçevede Zinciriye Medresesi’nde “Beyazın Ardındaki Yeşil: Tuz Gölü’nün Gizli Bahçesi” başlıklı söyleşiye ev sahipliği yaptı. Söyleşinin moderatörlüğünü ASÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Ergin Altunsabak üstlenirken, konuşmacı olarak Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Seher Karaman yer aldı. Doğal mirasın korunmasına dikkat çekilen etkinlik, ASÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yavuz Selim Çakmak, üniversite öğretim üyeleri, eczacılar ve konuyla ilgilenen vatandaşların katılımıyla gerçekleştirildi. Prof. Dr. Seher Karaman, Tuz Gölü’nün barındırdığı endemik bitki türleri, kuraklığa dayanıklı genetik yapıların önemi ve bölgenin ekolojik hassasiyetleri hakkında kapsamlı bilgiler paylaştı. Karaman, Tuz Gölü’nün yalnızca görsel bir doğal alan değil, aynı zamanda bilimsel açıdan korunması gereken zengin bir biyolojik çeşitliliğe sahip olduğunu vurguladı.

Türkiye Bitki Çeşitliliğinde Dünyada İlk Sıralarda

Aksaray Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Seher Karaman, düzenlenen söyleşide Türkiye’nin bitki çeşitliliği açısından dünyanın pek çok ülkesinin önünde olduğunu vurguladı. Özellikle Tuz Gölü çevresinin sanıldığı gibi sadece kurak ve verimsiz bir alan olmadığını ifade eden Karaman, bölgenin son derece zengin bir bitki örtüsüne sahip olduğunu belirtti. Prof. Dr. Karaman, “Tuz Gölü çok özel bir ekosisteme sahip. Sanıldığı gibi yalnızca kurak bir yapıdan ibaret değil. Aksine, oldukça zengin ve farklı türlerin bir arada yaşadığı bir bitki çeşitliliği barındırıyor” dedi. Türkiye’nin iklimsel çeşitliliğinin, bitki zenginliğinin temel nedenlerinden biri olduğunu kaydeden Karaman, “Türkiye genelinde yaklaşık 4 bin endemik bitki türü bulunuyor. Bu sayı, birçok ülkenin tamamındaki bitki çeşitliliğinden fazla. Bu zenginliğin değerini bilmeliyiz” diye konuştu. Türkiye’nin üç farklı iklim kuşağına sahip olduğunu hatırlatan Karaman, “Bir ülkenin iklim, yükseklik, toprak çeşitlilikleri bitki çeşitliliğini arttıran faktörlerdendir. Bizim bozkırlarımız sanıldığından çok daha fazla türe ev sahipliği yapıyor” ifadelerini kullandı.

Tuz Gölü Önemli Bitki ve Kuş Alanı Bölgesidir

Prof. Dr. Seher Karaman, Aksaray’ın Tuz Gölü, Hasan Dağı ve sulak alanlarının zengin bir bitki çeşitliliğine sahip olduğunu söyledi. Özellikle Tuz Gölü'nün endemik bitki türleri açısından öne çıktığını vurgulayan Karaman, bölgenin korunmasının önemine dikkat çekti. Prof. Dr. Karaman, “Aksaray geneline bakıldığında en fazla endemik tür Tuz Gölü’nde bulunuyor. Tuz Gölü geçtiğimiz yıllarda birinci derece sit alanı ilan edildi. Çünkü burası hem önemli bir bitki örtüsüne hem de kuş türlerine ev sahipliği yapan özel bir doğa alanı” dedi. Tuz Gölü’nün Türkiye’nin en kurak bölgelerinden biri olduğunu belirten Karaman, bu nedenle bölgede tuzcul bitkilerin yetiştiğini belirterek, şunları söyledi: “Tuz Gölü’nün sahip olduğu habitat çok özel. Farklı tuz konsantrasyonu ve yapısına göre bitki türleri de çeşitlilik gösteriyor. Bölgede yapılan

araştırmalarda 226 tohumlu bitki ve bir çiçeksiz kara yosunu türü tespit edildi. Bunların 74’ü endemik. Ancak habitat tahribatı ve iklim değişikliği gibi sebeplerle ve bazı türler ciddi tehdit altında” şeklinde konuştu. Tuz Gölü’nde yetişen bitkilerin kuraklıkla mücadele yeteneğine sahip olduğunu vurgulayan Karaman, “Bu bitkiler susuz ortama dayanıklı. Dünyanın en büyük sorunlarından biri olan kuraklık ve su kıtlığına karşı bu bitkilerin genetik özellikleri büyük önem taşıyor” dedi. Söyleşinin sonunda dinleyicilerin sorularını da yanıtlayan Prof. Dr. Karaman, doğaya duyarlılığın ve yerel ekosistemlerin korunmasının geleceğe yatırım olduğunu belirtti.